top of page

Anoreksiya: Sessiz Bir Feryat, Görülmek İsteyen Genç Bir Ruh

Anoreksiya nervoza, sadece bir yeme bozukluğu değildir. Bu, bir insanın özellikle de genç bir kızın, görünmek, değer görmek, kabul edilmek uğruna kendine duyduğu savaşın adı gibidir. Kilo verme uğruna yemeği kesen, aynada bedenini düşman gibi gören, her zayıf halini başarı sanan bir genç kız düşünün… O aslında yemekle değil, kendi değeriyle savaşıyor. Ve bu savaş, bedenle değil, zihinle başlıyor.


Bu Hastalık Nasıl Anlaşılır?


Anoreksiya sinsidir. İlk bakışta fark edilmez. Genç bir kız “diyet yapıyorum” der, “biraz kilo versem yeter” der ama içten içe kendini beğenemez. Kendini ne kadar zayıflatırsa o kadar sevilir zanneder. Ve zamanla:

• Yemekten kaçınır,

• Aşırı egzersiz yapar,

• Aynaya baktığında hâlâ “fazlayım” der,

• Regli kesilir, vücudu zayıf düşer ama hâlâ “biraz daha zayıflarsam tam olacağım” diye düşünür.


Oysa aslında eksik olan kilosu değil, kendine olan merhametidir.


⸻—————————————————-


Sosyal Medyanın ve Reklamların Karanlık Etkisi


Günümüzde kadınlar, artık fikirleriyle, ahlaklarıyla, emekleriyle değil; bel ölçüsüyle, cilt yapısıyla, kilosuyla değerlendiriliyor. Sosyal medya “güzellik” adı altında öyle sahte bir algı inşa etti ki… Filtrelenmiş hayatlar, gerçek olmayan vücutlar genç kızların benliğini esir alıyor. Her gün bir influencer’ın kusursuz vücuduna bakan genç bir kız, kendini eksik, yetersiz ve değersiz hissediyor. Çünkü ona sürekli şu telkin veriliyor:

“Güzel olursan sevilirsin, zayıf olursan kabul edilirsin.”


Bu, genç kızları içten içe tüketiyor. Bedeniyle barışamayan, kendi doğallığını beğenemeyen, özgüveni kilo ile eşitleyen bir nesil büyüyor. Oysa biz onlara şunu öğretemedik:


Bir kadın, bir insan; fiziksel görüntüsüyle değil, aklıyla, karakteriyle, ahlakıyla, ortaya koyduğu değerle kıymetlidir.


Ve biz bunu anlatamadıkça, her genç kızın gözünde kilo bir düşman; yemek bir suç; aynadaki beden ise bir utanç haline geliyor. Aynı şekilde, bu bozulmuş güzellik algısıyla büyüyen her genç erkek de, bir kadına kıymet vermeyi değil, bir görüntüye sahip olmayı öğreniyor. Bu da sağlıklı bağlar kuramayan, sevgiyle değil dış görünüşle hareket eden bir gençliğe yol açıyor.


⸻———————————————————-


Peki Ne Yapabiliriz?

1. Öncelikle aileler olarak uyanmalıyız. Çocuklarımızı dış görünüşle değil, iç dünyalarıyla sevdiğimizi hissettirmeliyiz.

2. Okullarda, sosyal medya platformlarında, gençlik ortamlarında beden çeşitliliğini, gerçek güzelliğin çeşitliliğini anlatmalıyız.

3. Güzelliği ahlakla, başarıyı emekle, değeri karakterle özdeşleştiren bir dil kullanmalıyız.

4. Ve en önemlisi, bir genç zayıfladığında değil, gülümsediğinde “ne güzel olmuşsun” demeyi öğrenmeliyiz.


—————————————————————-


Anoreksiya, bir genç kızın sessiz çığlığıdır. “Gör beni” der ama çoğu zaman fark edilmez. Bu dünyada sevilmek için zayıflaması gerektiğine inandırılmış bir kız çocuğu, aslında sadece kabul görmek ister. Bir kadın, sadece ince olduğu için değil; aklı, ahlakı, duruşu ve mücadelesiyle var olabildiğinde gerçekten değerlidir.


Ve biz bunu ne kadar çok insana anlatabilirsek, o kadar çok hayatı kurtarabiliriz.


Çünkü bir insan, bir kadın; dışıyla değil, içinin derinliğiyle kıymetlidir.

Bunu fark ettiremediğimiz her genç ise, ne yazık ki yalnızlıkla, değersizlikle ve psikolojik hastalıklarla baş başa kalmaya meyillidir.


YAZAN: PSİKOLOG AİLE DANIŞMANI EMİNE ADLI


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Fizilal Logo.png

Fizilal Akademi Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi

Fizilal Logo.png
  • Facebook
  • Instagram

©2022, Fizilal Akademi ile kurulmuştur.

bottom of page